Tanrı’nın Egemenliğinde Adalet

Tanrı’nın egemenliğinde olan bu hayatta, iyi ya da kötü her şey, sonunda mutlak adalet ve hukuk kurallarına göre sahibini buluyor. Ancak bu yüce adaleti, egolarımızın egemenliğindeki dar ve körleşmiş bakış açısıyla kavrayamayız. Dünya gözüyle bakıldığında çoğu şey rastlantı, haksızlık ya da tesadüf gibi görünür. Oysa perde arkasında işleyen daha derin, daha adil bir düzen vardır.

İnsan, kendi gururu ve nefsine yenildiğinde başkalarıyla boş yere uğraşır, haksız yere didişir. Ben de zamanında sırf fesatlıkları ve şişmiş ama içi boş egoları yüzünden benimle uğraşanların bir kısmına kendi cezamı verdim. Ama gördüm ki büyük çoğunluğunu Tanrı zaten cezalandırıyor. O an anladım ki en iyisi işi Tanrı’ya bırakmakmış. Onlarla uğraşmaya değmezmiş; enerjiyi heba etmeye hiç gerek yokmuş.

Tanrı'nın Egemenliği
Tanrı'nın Egemenliği

Tanrı beni de cezalandırdı. Demek ki hak etmişim. Ne kendime ne de hak ettiklerini yaşayanlara acıyorum. Çünkü biliyorum ki biz insanlar çoğu zaman kendi yaptıklarımızın bedelini öderiz; az bile! Acımak, bu ilahî düzeni yok saymak olurdu.

Buradan çıkardığım sonuç açık: Tanrı’nın egemenliğinde olan bu hayatta, iyi kötü her şey er ya da geç sahibini bulur. Bu adalet, biz insanların günlük çıkar hesaplarıyla anlayabileceği türden bir şey değildir. Yalnızca teslimiyetle, sabırla ve biraz da kalp gözüyle idrak edilebilir.

Çok okunanlar:

Söze Süzülenler 2024

Bireyselliğe Dönüş: Bir Demokrasi Yolculuğu

Yankı'nın Yolculuğu